CHP Kurultayında Gündemi Sarsan Suçlamalar
Türkiye'nin en köklü partilerinden Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) 38. Olağan Kurultayı, sadece yeni bir genel başkan seçimiyle değil, ardından gelen iddialar ve yargı süreciyle de siyaset gündeminin merkezine oturdu. Ankara Spor Salonu’nda 4-5 Kasım 2023’te gerçekleşen kurultayın ardından, başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere 12 isim hakkında hazırlanan iddianame, geniş yankı uyandırdı.
İddianamede, “Siyasi Partiler Kanunu’na Muhalefet” suçlamasıyla, Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ve CHP Erzurum İl Başkanı Serhat Can Eş’in de aralarında bulunduğu 12 kişiye, 3 yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak isteniyor. Dava için 3 Haziran 2025’te mahkemeden onay çıktı.
En çarpıcı iddialar, kurultay delegelerine yönelik çeşitli menfaat teklifleriyle ilgili. İddianamede, Özgür Özel lehine oy kullanmaları için delegelere para, belediye adaylıkları, CHP’nin iştiraki olan şirketlerde iş imkanı ve market alışveriş kartları verildiği iddia edildi. Ayrıca oyların fotoğrafının çekilmesi gibi baskı yöntemlerinin de devreye sokulduğu öne sürüldü. Tüm bu uygulamaların, Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim kaybetmesine ve delegelerin özgür iradesinin engellenmesine sebep olduğu savunuluyor.

Kimler Hangi Pozisyonda?
İddianamede enteresan bir tablo var: Kemal Kılıçdaroğlu ‘mağdur’ olarak, eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ise ‘şikayetçi ve tanık’ olarak yer alıyor. Eski genel başkan Kılıçdaroğlu, kurultayda 536 oy alırken, rakibi Özgür Özel 812 oyla seçimi kazanmıştı. Bu tablo, Kılıçdaroğlu etrafında yeni bir siyasi ve hukuki tartışmanın fitilini de ateşledi.
Sanıklar ise suçlamaları kesin bir dille reddediyor. CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, delegelerin iradesine herhangi bir menfaat ilişkisiyle zarar verilmediğini belirtirken, oğlunun İBB iştiraklerinden Kültür A.Ş.’de işe başlamasının siyasi bir rüşvet olmadığını savundu. Ekrem İmamoğlu ise kurultayda divan başkanlığı yaptığını, iddialarla ilgisinin bulunmadığını öne sürdü; ancak detaylı bir savunma şimdilik paylaşılmadı.
Süreç, hem partideki iç dengelerin nasıl değişeceğine hem de Türk siyasetinde ‘kurultay’ kavramının sorgulanmasına yol açacak gibi görünüyor. Davanın ilerleyen günlerinde, siyasi yasağın kimi nasıl etkileyeceği ve mahkemeden çıkacak olası kararların CHP’de ne gibi bir sarsıntı yaratacağı, merak konusu olmaya devam ediyor.
0 Comments