Çin'den İran ve İsrail'e Gerilimi Azaltma Çağrısı: Diplomasiyle Çözüm Arayışı

Çin'den İran ve İsrail'e Gerilimi Azaltma Çağrısı: Diplomasiyle Çözüm Arayışı
Aug, 4 2025

Çin'in Ortadoğu'daki Diplomasi Hamlesi

Çin Dışişleri Bakanlığı, 16 Haziran 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, İran ve İsrail'e acil şekilde gerilimi düşürme çağrısında bulundu. Bakanlık sözcüsü Guo Jiakun, iki ülkenin karşı karşıya kaldığı krizlerin siyasi çözüm ve diyalog yoluyla üstesinden gelinmesini istedi. Askeri yolların gerilimi daha da artıracağını dile getiren Pekin yönetimi, Çin'in daima barışı destekleyip askeri yöntemlere sıcak bakmadığını net şekilde gösterdi.

Çin'in böyle bir zamanda devreye girmesi elbette tesadüf değil. Orta Doğu’daki istikrarsızlık, sadece bölge ülkelerini değil, küresel ticareti ve ekonomiyi de yakından ilgilendiriyor. Özellikle Basra Körfezi’ndeki enerji koridorlarının kapanma riski, Çin başta olmak üzere dünyanın en büyük enerji ithalatçısı ülkelerini tehdit eder nitelikte. Pekin’in 2023 yılında Suudi Arabistan ve İran arasında arabuluculuk yaparak iki taraf arasında diplomatik ilişkilerin başlamasını sağlaması hâlâ hafızalarda taze.

Ekonomik ve Stratejik Endişeler

Ekonomik ve Stratejik Endişeler

Ortadoğu’daki herhangi bir çatışma, petrol fiyatlarının hızla yükselmesine yol açabiliyor. Çin, enerji ihtiyacının büyük bölümünü bu bölgeden karşıladığı için, gerginliklerin büyümesi durumunda hem fiyat dalgalanmalarından hem de tedarik sıkıntılarından endişe duyuyor. Bu yüzden de Pekin, sorun çıkaran taraflara sık sık sabırlı olma ve müzakere masasında buluşma çağrısı yapıyor.

Pekin yönetimi, bölgedeki dengeleyici rolünü artırmak istiyor. ABD'nin Ortadoğu’daki nüfuzunun her geçen gün tartışılır hâle gelmesi, Çin’e manevra alanı açıyor. Çin’in bu süreçte önceliği, istikrarsızlığın küresel ekonomik sistemin işleyişini aksatmaması. İşte bu nedenle de, İran ve İsrail gibi çatışma potansiyeli yüksek aktörlerin masaya oturması Çin için sadece diplomatik değil, doğrudan ekonomik bir zorunluluk.

Dahası, Pekin yönetimi bölgeye dair ortaya koyduğu tarafsızlık ve tüm taraflarla diyaloğu önceleyen yaklaşımı sayesinde, hem Arap ülkeleriyle hem de Batılı oyuncularla ilişkilerini korumayı başarıyor. 2023’te, Suudi Arabistan ve İran’ı aynı masaya oturtmayı başaran Çin diplomasisinin yeni hedefi, çatışma ihtimaline karşı özelde bu iki ülkeyi, genelde ise tüm bölgeyi sakinleştirmek.

Görünen o ki, jeopolitik denklemin Orta Doğu ayağında söz hakkı artık daha fazla ülkenin elinde. Çin de, uzun vadeli ekonomik çıkarları gereği, barış ve diyalogu önceleyen aktif bir oyuncu rolünde kalmaya kararlı.

0 Comments

Write a comment