Çin’e Açılan Yeni Türk İhracat Kapıları
Son yıllarda Türk ihracatçılar, Çin’in devasa pazarında daha etkili olmak için adeta yarışa girdi. Sadece klasik ürünlerle yetinmiyorlar, otomotivden maden sektörüne, kimyasaldan değerli metallere kadar yelpazeyi sürekli genişletiyorlar. 2023’te Türkiye’nin Çin’e ihracatı 3,77 milyar doları buldu. Asıl dikkat çeken detay ise bu rakamın giderek artıyor olması. Her yıl, gerek yeni sektörlerdeki atılımlar gerek mevcut ürünlerin değerini artırarak Çin raflarındaki Türk damgasını güçleniyor.
Çin ile Türkiye arasındaki ticaret köprüsü uzun zamandır var ama ihracat tarafında işler iyice hızlandı. Özellikle mineral yakıtlar ve benzeri ürünler, 2019-2023 arası dönemde yüzde 65’lik artışla başı çekiyor. Sadece bu da değil; doğal inci, değerli taşlar ve metaller yüzde 58, alüminyum yüzde 39, nikel ise yüzde 36 daha fazla ihraç edildi.

Otomotiv, Kimya ve Metalin Yükselen Payı
Türkiye’nin üretim gücünü dünyaya kanıtladığı en önemli alanlardan biri otomotiv. Son veriler, 2024’ün başında Çin’e yapılan ihracatta taşıtlar ve otomotiv parçalarının toplam değerin yüzde 12,46’sını oluşturduğunu gösteriyor. Bu, hem ciddi bir üretim kapasitesine işaret ediyor, hem de Türk otomotiv endüstrisinin artık sadece Avrupa’ya değil, Asya devine de göz kırptığını ispatlıyor. Çin’in büyük şehirlerinde, ‘Made in Türkiye’ etiketli araç parçalarına rastlamak giderek daha sıradan bir görüntü haline geliyor.
Öte yandan, kimya ve metal sanayi de konumunu sağlamlaştırıyor. İnorganik kimyasallar 429 milyon dolarlık ihracat hacmine ulaşırken, bakırda bu rakam 237 milyon dolar. Listede ayrıca mineral yakıtlar ve değerli taşlar gibi klasik ürünlerin yanı sıra yeni nesil teknolojik ve yüksek katma değerli ürünler de dikkat çekiyor. Buradaki amaç, ülke olarak düşük fiyatlı hammadde ihracatından çıkıp, Çin’in talep ettiği yüksek kaliteli ve işlenmiş ürünlerle öne çıkmak.
Peki her şey bu kadar yolunda mı gidiyor? Aslında pazar oldukça rekabetçi. Çin’in kendi iç üreticileriyle kapışmak, başka Asya ülkeleriyle rekabet etmek kolay değil. Ayrıca, küresel düzeyde et ve hayvancılık ürünlerinde tüketim dalgalanması da ihracatçılar için belirsizlik yaratıyor. Ancak Türk firmaları, ürün çeşitliliğiyle bu zorlukların üstesinden gelmeye çalışıyor.
Uzmanlar, Türk ihracatı alanında Çin özelinde büyümenin önümüzdeki yıllarda süreceğine ve daha çok sektöre yayılacağına inanıyor. Özellikle Çin’in tüketici profilindeki hızlı değişim, Türk firmalarına kendini farklılaştırmak, inovasyonu öne çıkarmak ve sürdürülebilir ticari ilişkiler kurmak için birçok fırsat sunuyor. Çeşitlendirme ve kaliteye odaklanmak, Türkiye’nin Çin yolculuğunu uzun vadeli başarıya taşıyacak gibi görünüyor.
0 Comments